Neden Mitoloji ve Felsefe Hakkında Bilgi Sahibi Olmalıyız?

Emir İşler
5 min readNov 3, 2020

--

Merhabalar, genelde hangi yazıyı ne zaman yazacağımı önceden belirlerim. Şu anda okuyacağınız bu yazı tamamen hazırladığım programdan bağımsız olarak oluşan bir yazı.

Uzun zamandır üstünde düşündüğüm iki konu hakkında ki görüşümü bu yazımda sizlere aktarmaya çalışacağım.

Not: Burada yazılanlar kaynakçada bulunan kaynaklar ile düşüncelerimin birleşmesi ile oluşmuştur.

Neden Mitoloji ve Felsefe Hakkında Bilgi Sahibi Olmalıyız?

İlk olarak Mitolojiden başlamak isterim.

Mitoloji nedir?

Mitoloji kelime anlamı olarak halk kültürüne ait olan kahramanlar, dini inanış, insanın varoluşuna kadar yazılı veya sözlü olarak nesilden nesile aktarılan efsanelerin yorumlanma çalışmalarının tamamına denilen isimdir.

Fakat günümüzde çoğu insan Mitolojiyi Efsanevi olayların tamamı olarak bilmektedir.

Not: Mitoloji kültürünün özünde çok tanrı inancı vardır. Bu sebeple de Tanrıları kendilerine konu olarak seçerler. Bir çok Mitoloji anlatımlarında bir devletin kuruluş aşamasında ki olağan üstü olayları konu edinir.

Neden Mitoloji Hakkında Bilgi Sahibi Olmalıyız?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi mitoloji geçmişte yaşanan olayların yorumlanma çalışmalarının tamamıdır. Yaşamı boyunca insanlar bir şeyleri kendince yorumlamaya ve benimsemeye çalışır çünkü insan anlamak ister düşünceleri harmanlayıp bir şeylerin beyninde yer edinmesini ister. Fakat her insan farklı şekilde bir şeyleri anlamak ister işte tam burada bence Mitoloji devreye girmektedir. Neden mi?

Neden küçüklüğümüzde masallar okuruz? veya neden hep masallarda iyiler kazanır?

Büyüklerimiz iyi olmamızı ister erdemli olmayı doğayı canlıları sevmemizi ister fakat bunu küçükken direkt olarak bizlere aktaramaz çok ağır gelir bünyemize bu yüzden masallar vardır. Çocuklara iyiyi güzeli ve sevgiyi en basitleştirilmiş şekilde aktarmak için. İyi karakterler vardır çünkü çocuklar örnek alır insanları aileleri de iyi olanı örnek alsın ister bu yüzden vardır masallarda iyi kahramanlar.

İşte Mitoloji masallar gibidir herkesin anlayabileceği şekilde hazırlanmış bizlere ders veren masallardır.

Mitoloji hakkında bilgi sahibi olmamızı gerektiren en önemli sebep bence ders çıkarabilecek düzeyde olması.

İsterseniz bu cümleyi şu şekilde sizlere anlatayım;

Yunan ve Latin kaynaklı bilim terminolojisinin gelişimi, Batıda sanayi devriminin ve buna bağlı bilgi üretiminin hızla arttığı döneme rastlamaktadır. Sağlık alanında da büyük gelişmeler oluyordu; her gün yeni tanı ve tedavi prensipleri gelişiyordu. Hastalıklar daha iyi anlaşılır olmuştu. Mikroskop ve antibiyotiklerin bulunuşu bir devrim niteliğindeydi. Tüm bu gelişmeler Amerika ve Avrupa gibi Batı toplumlarında gerçekleşiyordu. Doğal olarak bilimi de onlar yönlendirecekti. Onlar da kendi kültürlerinin kökeni olarak Yunan kültürünü gördükleri için, o kültürden özenle seçtikleri isimleri yıllar içinde şekillendirerek günümüze kadar ulaştırmışlardır.

Örneğin, sağlık bilimlerinde bütün dalların sembollerinde yılan figürü olması konusunu araştırdığımızda, karşımıza Asklepios kültü çıkar. Yılan ve asa Yunan mitolojisinde tıp tanrısı olan Asklepios’un (Latince Aesculap) sembolüdür. Asklepios Apollon’un oğludur. Hekimlik sanatını, doğayla iç içe yaşayan Kentaur’dan (at adam) öğrenmiştir. At adam ona sanatının tüm inceliklerini öğretmiş, bütün şifalı otları ve suları göstermiştir. Heykellerinde yılanlı asa Asklepios’un bir elinde dururken diğer elinde şifa içeren ilacın bulunduğu kutsal tas yer alır. Yılanın zehri uzun zamandır bir şifa kaynağı olarak görüldüğü için sembole dönüşmüştür. Tapınaklara şifa amacıyla gelen hastaların bazıları, zehri alınmış bir yılan tarafından ısırtılırdı. İnanca göre yılanın yaladığı yara iyileşiyordu. Asklepios’a göre, hekim yılan gibi sessiz olacak, kimsenin sırrını başkasına söylemeyecek, sabır ve sessizlik içinde iş görecektir. Yılan mevsimsel olarak deri değiştirdiği için ölümsüz kabul edilir. Çünkü sonsuz şekilde yenilenmektedir. Birçok mitolojide hayat ağacını koruyan yılan, aynı zamanda bu ağaçtan beslenir şekilde tasvir edilir. Bu şekilde yılan hem ölümü hem de yaşamı sembolize eden zıtlık içinde görülmektedir. Yunan mitolojisi dışında Gılgamış’la ilgili bir mit daha bulunmaktadır. Gılgamış ölümsüzlük bitkisini arar ama bulduğu anda da otu bir yılan ondan çalar ve yutar. Yılanın bu öyküde olduğu gibi ölümsüzlük otunu yiyen bir canlı olması nedeniyle onun görüntüsünün sağlık amblemi olarak alındığı ileri sürülmektedir.(Kaynak; Düşünüyorum Dergisi)

Gördüğünüz üzere Mitoloji aslında hayatımızın her anında yanımızda bizlere bir şeyler öğretmek için beklemektedir. Erdemli olmak için doğayı anlamak için yaşamı anlamak için ve en önemlisi buhranlar karşısında nasıl davranacağımızı öğrenmek için Mitoloji hakkında bilgi sahibi olmalıyız çünkü geçmiş geleceğe sunulan bir fırsattır eğer bu fırsatı değerlendirirseniz elde edeceğiniz çok şey olur ama değerlendiremezseniz vay halinize…

Evet neden Mitoloji hakkında bilgi sahibi olmamız gerektiğinden bahsettik sıra Felsefede.

Neden Felsefe Hakkında Bilgi Sahibi Olmalıyız?

Mitoloji de yaptığımız gibi Felsefenin kelime anlamı neymiş ona bakalım;

Felsefe sözcüğü köken olarak Yunanca φιλοσοφία seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum anlamına gelen “philia” ve bilgi, bilgelik anlamına gelen “sophia” sözcüklerinden türeyen terimin işaret ettiği entelektüel faaliyet ve disiplin. “philia”=sevgi “sophia”=bilgi veya bilmek kelimelerinden türemiştir. (Kaynak: Wikipedia)

Ben Felsefeyi yaşam olarak görmekteyim bence hayat bir yarıştan ibaret ama sadece bir yarış bilgili olma yarışından ibaret.

İşte felsefe burada devreye girmektedir. Nasıl?

Kelime anlamına baktığınızda Felsefe sözcüğünün kökeni seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum ve biilgelik sözcüklerinden oluşmuştur. Yukarıda ki kelimelere baktığımda Felsefenin amacının bilgiyi edinmek olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden benim için Felsefe hayattır çünkü dediğim gibi hayat bilgi yarışından başka bir şey değildir. Hayatta kalmak için sadece güçlü olmak gerekmez bilgili olmak gerekir ve de adapte olmak en çok sevdiğim bilim insanı olan Charles Darwin’in bir sözü vardır;

Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan… Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan.

Hayat yarışını kazanmak için bilgi sahibi olmalıyız bilgiyi edinmek için adapte olmalıyız hayata, hayat yarışına.

Peki dediniz ki hadi yarışı kazandım ve bilginin sahibi oldum o zaman elime ne geçecek işte tam olarak burada felsefeyi anlamaya başlamalıyız.

Neden Felsefe hakkında bilgi sahibi olmalıyız ;

  • Kendimizi ve doğayı tanımak için…
  • Duyguları, düşünceyi ve eylemi uzlaştırmak için.
  • Kendi başına düşünmek ve özgürce karar verebilmek için.
  • Bireysel ve toplumsal yaşamı uyumlaştırmak için.
  • Bilgileri biriktirmek yerine, tecrübeleri herkesin iyiliği adına kullanmak için.
  • Bencilliğe karşı cömertliği anlamak ve yaşamak için.
  • Çevremizdeki dünyaya, topluma yardım edebilmek ve yardımlaşma bilincini geliştirmek için.
  • Sosyal, çevresel ve ekolojik konularda duyarlılığı geliştirmek ve çözümler yaratmak için.
  • Ayrımların karşısına bütünleşme fikrini koyarak hoşgörü, sevgi, anlayış, saygı gibi değerleri anlamak ve yaşamak için.
  • Bir araştırmacı, yaşamın bilinçli bir kaşifi olabilmek için.
  • Tüm araştırmalarda önyargısız bir şekilde bütünsel bir bakışa sahip olabilmek için.
  • Geçmişi tanıyıp bugünü bilerek yaşayarak geleceği bilinçli bir şekilde kurmak için.
  • Irkçılık, fanatizm gibi tüm aşırılıkların cehaletten geldiğini bilip, cehaleti yenmek için.

Bana göre Felsefe ile Mitolojiyi bir araya getiren şey işin sonunda insanların ders çıkarmalarını ve erdemli olana yönelmelerini amaç edinmeleridir.

Kaynakça;

https://evrimagaci.org/felsefe-nedir-felsefe-gerekli-midir-felsefe-nasil-calisir-ve-alt-dallari-nelerdir-7799

http://www.aktiffelsefe.org/neden-felsefe/

https://evrimagaci.org/charles-robert-darwinin-onemli-sozleri-29

--

--

Emir İşler

Ben Emir İŞLER. 9.Sınıf öğrencisiyim bilim iletişimciliği ve girişimcilik ile uğraşmaktayım.